Serenad





Yazar Adı: Zülfü LİVANELİ                                                             

Kitapevi: Doğan Kitap

Eser adı: SERENAD

Kahramanlar: Maya DURAN, Maximilian WAGNER, Şoför Süleyman, Kerem,  Ahmet, Tarık, Nadia

Özet:

Maya, üniversite dekanlığında halkla ilişiler bölümünde çalışan bir bayandır. Ahmet adında bir adamla evlenmiş ve ondan Kerem adında bir oğlu vardır; ancak bu evlilik pek uzun sürmemiştir. Aradan zaman geçtikten sonra da Tarık adında bir ekonomistle sevgili olmuştur. 

Roman, Maya’nın iş için Profesör Maximilian WAGNER’ı karşılamasıyla başlar. Maya’nın görevi profesöre İstanbul’u tanıtıp gezdirmek ve bu değerli hocayı İstanbul’da iyi bir şekilde ağırlamaktır. Profesör, Maya ‘dan Şile yakınlarında bir sahile gitmeyi ister. Gittiği sahilde kemanını alır ve bir beste çalmaya başlar ancak hava oldukça soğuktur Maximilian donma tehlikesi geçirir. Maya ve şoför Süleyman,  Maximilian’ı  Şile yakınlarında bir otele götürmüşlerdir.  O sırada araba bozuldu ve Süleyman tamirci aramaya gitmiştir. Donmak üzere olan profesörü Maya ısıtmaya çalıştı ancak bu samimi görüntüyle karşılaşan Süleyman Maya ve Maximilian arasında bir şey var zannetmiştir ve sinirlenerek oradan ayrılmıştır. Maya çaresizce soğuktan ölmek üzere olan profesörü hastaneye götürmek için abisinden yardım istemiştir. Başarılı bir asker olan abisi Maya’ya bir araba göndermiştir ve Profesör hastaneye kaldırılmıştır.

Bu olay üzerine hastaneye MİT’ten bazı adamlar gelerek Maya’yı sorguya çekmiştir. Maya niçin MİT’in profesörle ilgisi olduğunu anlamamıştır. Ancak bu durum onu oldukça korkutmuştur. Bunun üzerine oğlu Kerem’le beraber Maximilian WAGNER ve onun 1939’lu yıllarda İstanbul’a gelişi hakkında araştırma yapmaya başlamıştır. Maya abisinden araştırması için yardım istemiştir. Abisi ise Maximilian’dan uzak durması gerektiğini ve başka bir işe karışmamasını istemiştir. Maya yıllar önce babaannesinin ermeni olduğunu abisine söylemiştir ve tartışmaları yine o noktaya gelmiştir. Abisi ermeni uyruklu olduğunun bilinmemesini istemektedir. Maya ise abisinin bunu reddetmesine anlam verememektedir. Bu konuda biraz tartıştıktan sonra abisi, anneannelerinin hayat hikayesini anlatmıştır. Anneannesi bir kırım Türkü , Rusya da ikinci dünya savaşı sonunda kaçarken ailesi ve diğer kırım Türkleriyle beraber işkence görmüştür. Dedeleri ise onu kurtarıp evlenmiştir. Yaşlı kadın çok acı hatıralarla dolu bir hayat sürmüştür. Maya, anneannesi ve babaannesinin acı hatıralarla dolu göçebe hikayesini öğrenince oldukça üzülmüştür.

Maya, iyileşen profesörü hastaneden alarak oteline bırakmıştır. Maximilian, orada hayat hikayesini ve İstanbul’a gelişini anlatmıştır. 1934 yıllarında profesör Münih’de akademik çalışmalarına başlamıştır. O sıralar  Nazi Almanya’sının başlangıç tarihiydi. Henüz öğrenci olan Nadia adında Yahudi kızla birbirlerini sevmiş ve bağlanmışlardı. Nadia için Serenad’ı bestelemiştir. Ailesi de Nadia’yı sevmiş ve evlenmelerine razı olmuştur. Bunun üzerine Nadia ve Maximilian evlenmiştir. Kısa zaman sonra Nadia’nın ailesi Naziler tarafından öldürülmüştür. Artık Nadia da Alman bir isim almış ve profesörün alman eşi gibi davranmıştır. Ancak Nazilerin Yahudilere olan saldırıları devam etmiştir. Bunun üzerine İstanbul’a o sıralar giden bilim adamlarıyla beraber Maximilian ve Nadia da gitmeye karar vermiştir. Trende Nadia’yı nazi birimleri fark edip profesörden gizli alıp götürmüşlerdir. Profesörde durumdan haberdar olunca onu da uyutmuşlardır. Ten İstanbul’a iner inmez Profesör eşini aramaya başlamıştır. Bir pederden yardım alarak Nadia için hristiyanlık belgesi çıkarmıştır. Belge profesörün Romanya’daki bağlantılarıyla birlikte Nadia’ya ulaştırılmıştır. Nadia bunun üzerine İstanbul’a gidecek olan bir gemiye biner. Geminin adı Strumadır. Gemiye binen yaklaşık 600 yahudiyle beraber İstanbul yakınlarında gemi patlamış ve kurtulan bir iki kişi haricinde herkes ölmüştür. Profesör hasretle beklediği eşine Nadiasına kavuşamamıştır. O gün Maya’yla beraber gittikleri Şile yakınlarındaki sahilde Struma gemisinin battığı yerdir ve onun anısına karısı için bestelemiş olduğu Serenad für Nadia’yı çalmıştır kemanında.

Profesör’ün bu acı hikayesi Maya’yı çok etkilemiştir. Ertesi gün Maya gazetelerde profesörle ilişkisi olduğuna dair haberler okumuştur. O gün otelde donmak üzere olan profesöre yardım ederken Süleyman onları yakalamış ve herkese duyurmuştur. Bu gazete haberlerinin üzerine Maya işten atılmıştır. Maya oğlu Kerem’i de Ahmet’e vererek Bodrum’a annesi ve babasının yanına gitmiştir. Yeni bir hayata başlamayı istemektedir ve sürekli profesörü düşünmektedir. Maya profesör için Serenad’ın notalarını bir şekilde ulaşmış ve Struma gemi mezarlığının da fotoğraflarına ulaşmıştır. Profesör ileri derece kanser hastalığına yenik düşerek ölmek üzereyken Maya’ya bu durum haber verilir. Maya hemen Amerika’ya gider v e profesöre nota ve geminin fotoğraflarını verir. Profesör son kez Struma gemisine bakarak Nadia’yı anarak ölür.

Profesör Maximilian WAGNER ölmüştür. Hatıra olarak Kerem’e kemanını bırakmıştır. Kerem keman öğrenerek hayatına bambaşka bir amaç ve yol çizmiştir. Maya da profesörün isteği üzerine bir kitap çevirisi yapmıştır. Maya profesörün küllerini Strumanın battığı yere dökmüştür. Aşıkların ölüleri kavuşmuştur.

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol